En büyük düşmanınız dövüştüğünüz şey değil, korktuğunuz şeydir...
Cadı Avcısı
konusunun haricinde baskısı ile de şu an dikkatleri üzerine çeken ve uzun bir
süre de çekeceğini düşündüğüm bir kitap. Ceketinin şeffaf olması ve üzerindeki
desenler cidden çok-çok güzel. Bu bir yayıncılık başarısıdır ve zaten Yabancı
Yayınları da bunun karşılığını okurlarının beğenisi ile alıyor bence. :3
Elizabeth
Grey genç yaşına karşın kraliyetindeki en yetenekli cadı avcılarından
birisidir. Amacı zamanında başlarına büyük belalar açan büyücülüğe son
vermektir. Ancak bir gün beklenmedik –ve azıcık saçma- bir şekilde cadı
olmaktan yargılanınca kendisini düşmanlarıyla aynı kaderi paylaşırken bulur.
Yani yakılmak.
Elizabeth
kendisini bekleyen hazin sondan her şeyin başı olan büyücü Nicholas Perevil
tarafından kurtarılır. Ancak Nicholas ve onunla beraber yolculuğa çıktığı
kişiler Elizabeth’in cadı avcısı olduğunu bilmemektedirler. Elizabeth ise
büyücüler ile yaşadıkları şeyler sonucunda artık neyin doğru neyin yanlış
olduğu saptayamaz. Bu arada bahsetmeyi unutmuşum, Nicholas’ın Elizabeth’i
kurtarmasındaki koşul ise Elizabeth’ten üzerindeki laneti kaldırması idi.
Kitap
gerçekten zengin bir içeriğe sahip. Büyücüler, Victoria dönemi İngilteresi,
büyülü kitaplar, cadılar,mühürler… Bunlar sayesinde kitap akıp gidiyor zaten.
Bol bol da karakter var. Oh mis. :3
Cadı Avcısı’na
dair sevmediğim şeyler de vardı elbette. Ana karaktere bazı yerlerde cidden çok
gıcık oldum. Salak saçma triplere girdi ve söyledikleri ile düşündükleri yer
yer saçma geldi. Yazarın yazım stilinde de bir bölüm kusursuz iken diğer
bölümde acemice yazılmış gibi hissettim.
Velhasıl
kitap güzeldi, hoştu. Zaten baskısı aşırı güzel. Victoria dönemi İngilteresi
severler ve büyü-cadı gibi şeylere ilgisi olanların kesinlikle severek
okuyacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum.