Kitap: Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları
Seri: Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları1
Yazarı: Ransom Riggs
Yayınevi: İthaki
Yurtdışı Çıkış Tarihi: 7 Haziran 2011
Sayfa Sayısı: 390
Gizemli bir ada. Terk edilmiş bir yetimhane. Fazlasiyla tuhaf fotoğraflardan oluşan bir koleksiyon.
Tüm bunlar kurgu ile fotoğrafçılığı nefes kesici bir şekilde bir araya getiren ve unutulmaz bir okuma deneyimi sunan Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları romanında keşfedilmeyi bekliyor.
Yaşadığı korkunç aile trajedisi yüzünden Galler kıyılarındaki, dünyadan uzakta kalmış bir adaya yolculuk eden on altı yaşındaki Jacob, burada Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocuklar Yetimhanesi'nin yıkıntılarını keşfetmekle kalmayıp, Bayan Peregrine'in çocuklarının sadece tuhaf olmaktan çok daha fazlası olduğunun farkına varır.
New York Times bestseller listesinden 108 haftadır inmeyen, aklınızdan çıkmayacak eski fotoğraflar eşliğinde okuyacağınız Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları, gölgelerde geçen bir macera arayan her yaştan okuyucuyu içine çekecek eşsiz bir roman
Hani böyle bir kitap
bitince içinizde sıcacık bir his bırakır. İçinizden gidip devamına hemen
ingilizce başlamak gelir ama o kitabı elinize almak, sayfaları tek tek çevirmek
– bu kitaptaki gibi içinde bir de resim varsa onları dikkatlice incelemek istersiniz.
İşte Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları da öyle bir kitap. Elinize aldığınız
zaman bırakasınız gelmiyor. Okudukça okuyorsunuz.
Jacob Portman dedesi
Abraham Portman’ın anlattığı tuhaf hikayeler ve bu hikayeleri tasdikleyen tuhaf
resimlerle büyümüştür. Bu hikayeler içinde kocaman kayayı tek eliyle kaldıran
bir çocuk, görünmez bir oğlan ve kafasının arkasında ağız bulunan bir kız gibi
türlü türlü tuhaflıklar içeren hikayelerdir.
Bir gün ailesinin
sahip olduğu markette Smart Aid’de artık aile geleneği haline gelen görevi
yerine getiren Jacob dedesinden bir telefon alır ve dedesinin telefonda sesi pek
bir telaşlıdır. Olanlar üzerine meraklanan Jacob dedesinin evine gider ve
hayatını Öncesi ve Sonrası olarak ayıracak acı olayı yaşar.
Dedesinin ölümünde
sonra büyük bir travma yaşayan Jacob, bu travmayı atlatmak için dedesinin
çocukluğunu geçirdiği yetimhaneye yani Galler’de yer alan, tek bir telefonu olan,
hatta ve hatta tek bir otelinde sadece tek bir odası olan Cairnholm adasına gider.
Zaten asıl her şey buradan sonra başlar.
Ben biraz olayları
düz geçiyorum çünkü cidden çok ilginç ve gizemli kısımlar buralar. Spoiler
vermek istemiyorum fazla, her şeyi okuyup kendiniz öğrenin istiyorum. Ne kadar
da duyarlıyım. :P
Karakterlerden bahsetmek istiyorum biraz. Jacob’ı cidden seviyorum, inandığı şeyin peşinden sonuna kadar giden, kararlı bir genç. Zaten bu inancı olmasa bu hikaye de meydana gelmezdi. :3 Emma, Millard ve Brownyn’e bayıldığımı zaten söylemeye gerek yok. Kitapta bir tek yer yer Enoch’a gıcık oldum ama sonlara doğru yaptıkları ile onu da sevdiğim karakterler arasına katabilirim sanırım.
Ayrıca kitap o kadar zengin bir içeriğe sahip ki; tuhaf yaratıklar *weoew dediğinizi duyar gibiyim*, adı üstünde tuhaf çocuklar *hissediyorum, şu an gözleriniz büyüyor* ve bunlar yetmezmiş gibi Alman savaş uçaklarını görüp, geçmişe dönük sahneler okuyabileceğiniz bir içeriğe sahip.
''Yıldızlar da zaman yolcusuydu. Şu kadim ışık kaynaklarından kaçı ölü güneşlerin son yansımalarıydı? Kaç tanesinin ışığı henüz dünyaya ulaşmamıştı? Bu gece bizimki dışında tüm güneşler yok olsa koca evrende yalnız kaldığımızı anlamamız kaç ömür sürerdi?''
ÇEVİRİ VE BASKI diye büyük harflerle yazmazsam İthaki Yayınları ve Aslı Dağlı’ya (<3) ayıp etmiş olurum. Kitap o kadar akıcı ki bir oturuşta 200 sayfa okuyabildim, bu iki oturuşta bitirmiş olduğum anlamına geliyor. O da yetmedi en arkada resimlere dair yer alan bilgi ve teşekkür yazısını bile okudum. Bence bu da dilimize güzel bir şekilde aktardığı için Aslı Dağlı’nın başarısıdır.
Baskı konusunda zaten kitabın daha önceki basımı ve İthaki’nin basımını karşılaştırırsanız iki kitabın aynı kitap olduğunu anlayamazsınız. Arada o kadar çok kalite farkı var ki... Kapak renginin tonu, iç baskı, bölüm başlarındaki motifli sayfalar, resimlerin kenarlarının renkli olması ve İthaki’nin baskısının kutu gibi olması. T_T
''Hepimiz kendi masallarımıza tutunuruz; ta ki onlara inanmanın bedelini ağır ödeyene dek.''
Eğer hala bu saydıklarımdan sonra kitabı almakta şüphe duyuyorsanız, Tim Burton tarafından filminin çekildiğinin –çekimler bitti ve düzenlemeye geçildi-, oyuncu kadrosunda Asa Butterfield, Eva Green ve Ella Purnell gibi oyuncuların yer aldığını ve hatta Mart ayı içerisinde vizyona gireceğini söyleyeyim.
Not: Kitabı okuyup ikinci kitap Hollow City için benim gibi gün sayan arkadaşlar için kitabın Kasım başı satışa çıkarılmasının planlandığını söyleyebilirim. :v