Kitap: Tatlı Şeytan
Seri: Tatlı Üçlemesi #1
Yazarı: Wendy Higgins
Yayınevi: GO! Kitap
Yurtdışı Çıkış Tarihi: 1 Mayıs 2012
Sayfa Sayısı: 535
ZEVK, GÜNAHIN TUZAĞIDIR…
On altı yaşındaki, lise öğrencisi Anna Whitt yaşıtlarından biraz farklı bir genç kızdır. Anna, renkler vasıtasıyla insanların duygularını görür, hatta isterse hisseder. Kilometrelerce ötedeki sesleri duyar, kokuları alır. Anna, farklı olduğunu bilir ama "ne" olduğuna dair en ufak bir fikri yoktur. Ta ki gizemli yakışıklı Kaidan Rowe ile tanışana dek. Kaidan, onun da kendisi gibi, iblis soyundan gelen bir Nefil olduğunu açıklayınca Anna'nın önünde karanlık bir dünyanın kapıları aralanır. Kaidan’ın büyüsüne kapılıp bu dünyaya adımını attığında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hayatı boyunca "iyi bir kız" olan Anna, ya diğer Nefiller gibi iblislere boyun eğip kötülüğe hizmet edecek ya da kaderini baştan yazacaktır…
Öncelikle yoruma bir bilgilendirme ile başlamak istiyorum. Aslında Tatlı Şeytan'a video çekecektim ama üst üste gelen sınavlar sağolsun bu fırsatı elimden aldı ama bu yorumda da kitabı en iyi şekilde yorumlamaya çalışacağım. :3
Tatlı Şeytan'ı okumaya başlamadan önce klasik bir melek kitabı olacağını düşünmüştüm ama yanılmışım çünkü kitapta artık klasikleşmiş meleklerin bakış açısından çıkıyoruz ve ibleslerin tarafına geçiyoruz. +10 Point Wendy! :3
Bu kitapta yine Nefilim soyu ele anılıyor ama yine farklılık yaratmış yazar. Bu sefer Nefilimler bir iblis ve bir insanın birlikteliği sonucu dünyaya geliyor. Doğum sırasında da anne ölüyor çünkü insan anatomisi bir iblisin doğumunu kaldırabilecek kadar güçlü değil.
Anna Whitt; 16 yaşında, pek sosyal olmayan, genellikle tek arkadaşı Jay adında bir oğlanla takılan ve kendisini evlatlık alan Patti ile yaşayan genç bir kız. Ayrıca Anna insanların auralarını görebiliyor. Mesela bir insan o an şehvete düşmüşse Anna kırmızı bir aura görüyor, eğer korku ise siyah gibi.
Bir gün Jay ile gittikleri bir konserde Anna grubun davulcusu Kaidan Rowe'un dikkatini çeker, aslında Kaidan'da Anna'nın dikkatini çeker çünkü adam aşırı karizmatik. *Benim kadar olmasa da ;) asfgh *
Konserden sonra sahne arkasında Kaidan Anna'ya garip garip sorular sorar. Bunun üzerine de Patti'nin Anna'ya gerçekleri açıklaması ile Anna bir Nefilim olduğunu anlar ancak Anna'yı diğer Nefilimlerden ayıran bir özelliği var ki bunu kitabı okuyup öğrenin. :P
Biraz da iblislerin ( aslında bu kişiler düşmüş melekler) hiyerarşisinden bahsetmek istiyorum. Şeytan ve 2 yardımcısı cehennemde mahkumdur ama bu onun insanları yoldan çıkarmak için çalışmalarını engellemez. Dünyaya kendisinin görevlendirdiği Dükler yollar. Bu Düklerin her birinin kendine ait de bir alanı vardı mesela Şehvet Dükü ya Oburluk Dükü.
Bu Düklerin kendilerine ait lejyonel iblisleride var ki bunları da insanlardan yapmış oldukları çocukların kendilerine verilen görevi doğru yapıp yapmadığını kontrol etmek amacıyla kullanıyorlar. Verdikleri görevlere değinmek gerekirse mesela Oburluk Dükünün çocuğunun görebi insanlara hiç bir şeyden doyum aldırmamayı sağlamaktır.
Şimdi bazıları merak etmiştir ''İblisler bu kadar rahat işlerini yapıyorken onları koruyan melekler yok mu?''. Evet, melekler var ve bu meleklerin ismi Koruyucu Melek. Sürekli koruduğu insanın etrafında ve bir iblis gelip koruduğu insana fısıldadığında onunla mücadele etmeye çalışıyor.
Kitabın konusunu ancak spoilersız bu kadar anlatabilirim diye düşünüyorum. Ayrıca konusu ne kadar farklı değil mi? Bu farklılıklar benim kitabı sevmemi sağladı. :3
Kitapta sevmediğim birkaç şeye değinmek gerekirse; Anna bence saf bir kızdı ancak kitabın sonlarına doğru değişimin sinyalini verdi umarım devam kitaplarında daha sert bir Anna görürüz. :v
Ayrıca kitap aksiyondan yoksundu gerçi kitabı okurken sıkılmadım. Yine aynı şekilde devam kitaplarında da bol bol aksiyon bekliyorum çünkü kitabın sonu bize devam kitapları ile ilgili sinyaller verdi. :3